Dayanışma Ağı Ortak Basın Açıklaması


Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Önü Basın Açıklaması

Lefkoşa

DAYANIŞMA AĞI Ortak Basın Açıklaması

Bir ülkede eşit, erişilebilir, çağdaş ve hasta odaklı kamusal sağlık hizmetlerinin olmayışı o ülkenin demokrasi, insan hakları ve adalet anlayışında hangi seviyede olduğunun en büyük göstergelerinden birisidir. Ne yazıktır ki, ülkemizde git gide ağırlaşan ekonomik kriz, buna bağlı  olarak yoksullaşma hızının artması ve krizlerin etkin yönetilememesi, sağlıkta yaşanan buhranın yakın zamanda ciddi bir insanlık krizine dönüşmesi kaçınılmaz olacaktır.

Kıbrıs’ın kuzeyine dayatılan koşullar nedeniyle sürüklendiğimiz girdapta eriyen alım gücümüzle, hali hazırda talebe karşılık vermekte zorlanan kamusal sağlık hizmetlerinin yükünün daha da artmasına neden olacak ve hem sağlık çalışanlarının hem de hastaların mağdur olmasıyla sonuçlanacaktır. Kamu hastaneleri için gerek mali kaynak, gerekse de insan kaynağı ayrılması ve ulusal bir sağlık planıyla sorunların giderilmesi ülkemizin en ivedi konusudur.

İçinden geçmekte olduğumuz ve irade gösterilip iyileştirme yapılmazsa daha da kötüleşecek olan durumun mağdurları ve en yakın şahitleri sağlık çalışanları ve hastalardır. Bu nedenle sağlıkta örgütlü birlik, oda ve örgütlerle, sağlık alanında hak odaklı çalışan sivil toplum örgütlerinin birbirleriyle dayanışarak hareket etmesi kaçınılmazdır.

Bu nedenle, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB), Evrensel Hasta Hakları Derneği (EHHD), Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Birliği (KTHEB), Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği (KTEB) ve Kıbrıs Türk Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi (KTBB/İHK) olarak, özellikle de COVID-19 pandemisinin yarattığı zor koşullarda eşit, erişilebilir kamusal sağlık ortak hedefiyle bir çok kez birlikte toplum adına mücadele ettik.

Önceki yıllarda, gerek bir araya gelerek, gerekse de kendi örgütlerimizle yaptığımız basın açıklamalarıyla, KKTC Anayasası’nda ülkede yaşamakta olan herkesin ücretsiz ve eşit sağlık hakkından bahsetmesine karşın, yıllardan beridir uygulanan nüfus politikaları, giderek çöken ülke ekonomisi ve sistemsizlik nedeniyle ülkenin her noktasındaki insanların kamusal sağlık hizmetlerinden eşit ve adil bir şekilde yararlanamadığını ifade ettik. Bunun yanında, defalarca kamusal sağlık hizmetlerinin gelişmek yerine artan talep karşısında daha da yetersiz hale geldiğini, kaynakların doğru yönetilmemesinden dolayı da hastaların, yani aslında Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan herkesin mağdur olduğunu söyledik.

Sağlıkta tüm bu sorunlar yaşanırken, temel insan hak ve özgürlüklerini geriye götürmeye yönelik girişimleri endişe içinde takip ediyor ve zaten yürürlükte olan yasalarla kazanılan haklardan bile yararlanamazken, bu hakların ileriye götürülmesi için atılması gereken adımların da sürekli ötelendiğini, hatta ihmal edildiğini görüyoruz. En temel insan hakkı olan yaşam hakkının değişmez bileşeninin de sağlık hakkı olduğu unutulmamalıdır. Ülkede yaşayan her bireyin Anayasada belirtilmiş bu hakkının en büyük güvencesinin kamusal sağlık hizmetlerine ve ilaca eşit ve ücretsiz erişimi olduğunun bir kez daha altını çizerek hatırlatmak istiyoruz.

Unutulmamalıdır ki sağlık alanında planlama ve politikaların oluşturulması doğru sağlık verilerinin toplanması ve işlenmesi ile mümkündür. Bu bağlamda sağlık alanında toplumumuzun ihtiyaçlarına cevap verecek doğru sağlık politikalarının saptanabilmesine dayanak oluşturacak doğru sağlık kayıt ve verilerinin oluşturulması konusunda ilerleme kaydedilmelidir. Sağlanan kayıtlar ve verileri kendi kurum ve kuruluşlarımız tarafından saklanıp değerlendirmeli ve oluşturulacak ülke sağlık politikalarına temel oluşturulmalıdır. İnsanlardan toplanacak olan bu özel bilgi ve verilerin güvenliğinin sağlanmasının yöneticilerin sorumluluğunda olduğu bilinmeli ve yurtdışında olması nedeniyle denetlenemeyecek konumda olan özel şirketlerin bu verilere erişimi bir an önce engellenmelidir. Yasalarla denetlenebilecek yerel şirket ve kuruluşlarla bu çalışmalar yürütülmelidir.

Eşit, erişilebilir ve çağdaş kamusal sağlık hizmetlerinin sunulabilmesi ve geliştirilmesinde sivil toplum örgütlerini ve sağlık çalışanlarının önerileri ve uyarıları hayati önemdedir. Bu nedenle sağlık çalışanlarına geçmiş dönemlerde uygulanan ve günümüzde de toplum üzerinde sansür mekanizmalarıyla kurulmaya çalışılan baskı politikaları yerine ortak akıl ile hareket etme kültürü benimsenmelidir.

Bugün burada, sahip çıkmamız gereken en büyük kamu hastanemizin önünde bir araya gelerek, sıralanan sorunların çözümünün ancak ilgili tüm tarafların bir araya gelip güç birliği yapmasıyla sağlanabileceğini söylemek için bulunuyoruz. Bundan sonraki süreçte de dayanışmamızı büyütmemize olanak sağlayacak “Dayanışma Ağı”nı kurduğumuzu duyururuz. Bu “Dayanışma Ağı” sayesinde karar vericilerin sağlıkla ilgili tüm karar ve icraatlarını mercek altına alarak, şeffaf ve hesap verebilirlik ilkelerinin tüm icraatlarda gözetilmesi için izleme faaliyeti yapacağımızı, sorunların çözümü için öneri ve katkılarda bulunmaya devam edeceğimizi kamuoyuna duyururuz. “Dayanışma Ağı” kurucu örgütleri olarak  temel insan hak ve özgürlüklerinin ileriye götürülmesinin toplumun tüm kesimlerinin menfaatine olacağını hatırlatır, karar vericileri bu yönde irade göstermeye davet ederiz.  Toplumun tüm kesimlerini de kamusal sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi için asgari müstereklerde birlikte hareket etmeye çağırırız.

Evrensel Hasta Hakları Derneği
Kıbrıs Türk Barolar Birliği İnsan Hakları Komitesi
Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği
Kıbrıs Türk Hemşireler ve Ebeler Birliği
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği